Orhan Pamuk’un Nobel konuşmasını izlemeyi, gidilecek bir yer, yapılacak bir iş veya bir benzeri gibi aklımdaki ve masamdaki ajandaya işlemek üzere aklıma getirdim geçen hafta. Mutlaka izlemeli. Ne gurur verici, ne sevindirici. Eskiden, çocukken 23 Nisan töreni izler gibi. Onu orada Türkçe konuşurken izlemek kemiklerimizi hissettirecek bize. Ekrana böyle hissederek bakacağız. Yerimizi bilerek ve gurur duyarak.
Türkiye Dünya Kupası’nda üçüncülüğü aldığında da sevinmiştim, sevinmedim değil. Yunanistan’daydım. Akşam gittiğimiz bir doğumgünü partisinde Türk olduğumu duyan herkes kutlamıştı beni. “Evet”, dedim “kazandık”. “Teşekkürler”.
Fakat bir Nobel Konuşması daha çok heyecanlandırıyor beni.
Konuşmanın saat kaçta olacağını öğrenmek için orhan+pamuk+konuşma diye aradım internette önce. Sonuçlar sayfasının ilkinde bu bilgiyi içeren bir ‘link’ görmedim. orhan+pamuk+konuşma+nobel diye aradım; yine görmedim. Farklı şeyler gördüm. Neler olduğunu alıntılamayacağım ancak haber metinlerinin altlarına eklenen ‘okur yorumları’, kamuoyu oluşturma çabasında kimlerin, yemeyip içemeyip değil de büyük olasılıkla bilgisayar karşısındaki işlerini yapmayıp ‘yorum’ladıklarını gösteriyordu.
Sesimi (içsesimi) çıkarmayıp, dudaklarımı belki biraz büzerek, bilginin Nobel’in sitesinde olacağını düşündüm. Oraya baktığımda, ilk sayfadan bağlantı veriliyordu: 7 Aralık, Perşembe 17:30 (CET). Buranın saatiyle 18:30. O gün o saatte nerede ne yapıyor olacağımı düşünüp nasıl televizyon izleyebileceğimi planladım.
Nobel Edebiyat ödülünü alan bir Türk yazarın, Türkçe yapacağı ve muhtelemen dünya genelinde bazı televizyon kanalları tarafından canlı olarak yayınlanacak konuşmasının saatinin bilgisi, bu olaya üç gün kalmışken, internette Türkçe sayfalarda görünmüyordu. Aynı arama sözcüklerinin İngilizceleri ile, orhan+pamuk+nobel+lecture diye arayınca, ilk sonuç olarak, Nobel’in sitesindeki Pamuk’un konuşmasının saatinin verildiği sayfa çıkıyor.
İlk aldığım sosyoloji derslerinden birinde ilk kez duyduğum merkez - çevre ayrımını, on yıl kadar önce, İsrail’de sokakta yürürken duyumsadım (evet, duymak ve duyumsamak farklı). Amerika’daki bir arkadaşıma göndereceğim kartpostalı Türkiye’ye döndükten sonra göndermektense oradan gönderirsem daha kısa zamanda gideceği hissi vesilesiyle. Kudüs’te yürüdüğüm sokak, fiziksel mesafe olarak New York’a İstanbul’dan daha uzaktı ama, İstanbul’da Boğaz’ın kıyısında yürüdüğüm kıyı daha ‘uzak’tı. Bu yıllarda artık, İstanbul’dan New York’a giden postalar Kudüs’ten gidenlerle aynı sürede gidiyorlardır belki. Fakat uzaklık hissi hem mevcut hem de artıyor sanki. Kıyısında yürüdüğümüz Boğaz’ın tepelerine yerleştirilen büyük bayraklar, içe kapanma mesajı da veriyorlar.
Orhan Pamuk’un Stokholm’de yapacağı konuşmanın görüntülerinin, ‘yakınlık’ hissi vereceğini sanıyorum. Kendi dilimizdeki basın yayında yüzünü gördüğümüz, sesini duyduğumuz, kitaplarını yazdığı dille –dilimizde doğrudan– okuduğumuz Orhan Pamuk’un, dünyanın gözlerinin üzerinde olacağı, gayet ‘merkezî’ bir noktada durarak (basbayağı, bu noktada fiziksel olarak ayakta durarak) Türkçe olarak yapacağı konuşma, uzağı yakın kılacak.
Özetle, ya da yapabilirsem farklı bir dille, demek istediğim şu: İnternette ‘merkez’ dilin İngilizce olduğunu söylemek yanlış olmayabilir. Dünyada herhangi bir alanda merkezde olup bitenleri takip etmek için İngilizce içerikli sayfalara bakmak gerekiyor. Türkçe de diğer diller gibi ‘çevre’ bir dil bu ortamda. Nobel Edebiyat Ödülü ve ödülü alan kişinin konuşması oldukça ‘merkez’de bir konu. Ödülü bu yıl alan Türkçe yazan Türk yazarın, Türkçe yapacağı konuşmanın saatinin bilgisi, konuşmaya üç gün kala Türkçe içerikli internet sayfalarında görünmüyor. İngilizce arama yapınca görünüyor. Dolayısıyla, kendisini bu kadar merkeze yaklaştıran bir durumda bile, Türkçe, internette ‘çevre’de görünüyor. Ancak fiziksel uzamda, Orhan Pamuk konuşmasını yaparken, düşünsel uzamdaki ‘merkez’e gelecek. Koordinatları: Stockholm, 7 Aralık, Perşembe 17:30 (CET). Türkiye saatiyle 18:30.
Bu yazının internette yayınlanması ile, konuşmanın saatini öğrenmek için internette Türkçe arama yapanların bilgiyi bulması dileğiyle.
Merkez Çevre Kesişmesi :
Stockholm, 7 Aralık, Perşembe 17:30 (CET). Türkiye saatiyle 18:30.